Logo

Logo

14 Nisan 2024 Pazar

Endülüs & Portekiz turundan geriye kalanlar... (Part 5)

Turumuzun 5. gününde açılışı UNESCO dünya kültür miras listesinde yer alan tarihi şehir Sintra'da yapıyoruz. Burada yağmurlu havaya rağmen Sintra dağlarının muhteşem manzarasını görme fırsatı elde ediyoruz. Sintra'nın kara lahana çorbasının meşhur olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Hatırlayanlarınız bilecektir, Taste Atlas okurlarının verdiği oylamadan yola çıkarak 2023 yılında Türkiye'den kara lahana çorbasını dünyanın en kötü 7. yemeği olarak açıklamıştı. :) Mağazalarda bol bol seramikler gözüme çarpıyor. Bunun nedenini araştırdığımda ünlü Portekiz kralı I. Manuel (1495-1521) seramikleri seviyormuş ve gösteriş amaçlı Sintra'daki sarayı için 16. yüzyılın başlarında onbinlerce özel çini fayans yaptırmış. Bu sayede Sintra'nın seramik çinileri dünyaya nam salmış. Yağmurdan da korunmak adına kendimi bir arkadaşımla birlikte Sintra sarayına atıyorum. Sintra sarayının içinde birçok oda ve bölümü keşfetmek mümkün. Benim açımdan en dikkat çekici olanları arasında sarnıç avlusu, saray müzesi, tahta salonu, arabesk salonu, çin odası ve kraliyet şapeli yer alıyor. Özellikle tahta salonu tavanının kuğu motifleriyle süslü olması nedeniyle oldukça etkileyici. Rivayete göre kuğu sadakat anlamına geliyormuş.

Gezinin devamında soluğu Cabo da Roca'da alıyoruz. Burası Avrupa kıtasının en batı ucu noktası olarak biliniyor; muhteşem deniz manzarası, kayalıkları ve uçurumları seyretmeye doyamayacaksınız. Cabo de Roca aynı zamanda Luis de Camoes'in "Lusiadas" adlı eserinde bahsedilen "burası dünya sonudur, buradan daha batıya gidemezsiniz" ifadesiyle de tanınır.

Ardından tam gaz yola devam ediyoruz ve bir sonraki durağımız 19. yüzyıl döneminin soylularının yaz aylarında vakit geçirmek için gittiği Atlantik kıyısındaki Cascais sahil kasabası oluyor. Günümüz Portekiz'in en zenginlerinin ve dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo'nun da burada evi varmış. Cascais'e deniz yolu ile geldiğinizde cehennem ağzı (boca do inferno) kayalıklarının arasından ulaşabiliyorsunuz. Yaz mevsiminde okyanusta surf severleri sıklıkla görmek mümkünmüş. Yol üzerinde otobüsümüzden inmeden lüks otelleri ve sahilleriyle bilinen Estoril'den geçiyoruz. Kumar tutkunlarının uğrak noktası olan meşhur Estoril casino'sunu uzaktan da olsa görüyoruz.

Gezmelere doyamadığımız bir gün oldu ve serbest zaman için tekrardan Lizbon'a geri döndük. Burada arkadaşlarla Taste Atlas değerlendirmesine göre dünyanın en iyi yemekleri arasında gösterilen deniz mahsullü pilavını (arroz de marisco) tarifiyle ünlü olan salaş bir mekanda tattık. Büyük bir tencere içerisinde gelen yemeği 6 kişi bitiremedik, o derece doyurucuydu. Hepimizden lezzet anlamında geçer not aldı. Minik bir çarşı turu ve kahve / pasta faslı sonrası gecenin finalinde fado müziğini dinlemek amacıyla şehrin arka sokaklarında bulunan bir eğlence mekanına doğru ilerledik. Yolda Santa Justa asansörünü kullanmak yerine merdiven basamaklarını tek tek tırmanmayı tercih ettik. Muhabbet eşliğinde 2 saat kapı önünde beklemenin nasıl geçtiğini anlamadıktan sonra fado evine (casas de fado) hep birlikte girdik. Bir taraftan Sangria'larımızı yudumlarken diğer yandan kendimizi fado'nun melankolik havasına kaptırdık. Fado genellikle aşk, kayıp, ayrılık ve özlem gibi derin duyguları anlatan bir müzik türü olarak biliniyor. Burada da şarkıcılar sırasıyla ve kısa molalar vererek duygusal ve dokunaklı şekilde şarkılarını seslendirdiler.



7 Nisan 2024 Pazar

Endülüs & Portekiz turundan geriye kalanlar... (Part 4)

Turumuzun 4. gününde İspanya'ya veda edip Portekiz'e doğru hareket ettik. Benim de fazlasıyla merak ettiğim Portekiz rotamızın açılışını UNESCO dünya mirası kalıcı listesinde yer alan Evora ile yaptık. Evora latince ham yapmak anlamına geliyor. Burası eski Roma İmparatorluğu'nda Lucitania bölgesine bağlıymış ve halen günümüzde Roma'lılardan kalan tapınakları görmek mümkün. Başkent Lizbon'un doğusunda yer alan Evora 12. yüzyıla kadar müslümanların hakimiyeti sonrasında katoliklerin eline geçmiş. Müslümanlara yönelik engizisyon (Katolik kilisesine bağlı bir mahkeme sistemi) açlığı getirmiş ve gemilerle kentten uzaklaştırılmışlar. Evora'da Giraldo meydanı, Nossa Senhora kilisesi, katedrali, su kemerleri, Kemik şapeli görülecek yerler arasındadır.

Bir sonraki durağımız rehberimizin ifadesine göre Portekiz'de "şarkı söyleyen kent" olarak da bilinen Lizbon oldu. Rivayete göre Lizbon'daki insanlar eğlence hayatlarına fazlasıyla düşkünlermiş. Biz de bunu deneyimlemek için ertesi akşam bir mekanda fado müzik performansını deneyimlemek için arkadaşlarla gitmeye karar verdik (grubun öncülüğünü yapan Ümmü arkadaşımız sağolsun). Şehre girdiğinizde kaldırımların ince işçilik sonucunda döşenmiş mozaik taşlara sahip olduğunu fark ediyorsunuz. Oldukça estetik bir görünüme sahip. Daha sonra öğrendik ki, devlet bu işleri hapishane mahkumlarına yaptırıyormuş. Lizbon'daki Belem kulesi eskiden hapishane olarak hizmet veriyormuş. 1755 yılında tarihteki en yıkıcı depremlerden biri olan Lizbon depremi kente büyük hasar vermiş. Şehrin tam ortasında İngiltere kralı 7. Edward parkı (Lizbon'u 1907 yılındaki ziyareti anısına) ve monarşiyi simgeleyen bir aslan heykeli bulunuyor. Lizbon'un tarihi mahallesi Alfama'ya çıktığınızda ise Sao Jorge kalesini ziyaret etmeniz mümkün. Ayrıca orijinal hali sadece Portekiz'de küçük bir pastane olan "Belem pastanesi'nde" çok özel bir tarif ile yapılan Belem turtasını tatmadan Lizbon'dan ayrılmayın.



16 Mart 2024 Cumartesi

Endülüs & Portekiz turundan geriye kalanlar... (Part 3)

2024 yılının ilk sabahına uyandıktan sonra otelde aldığımız kahvaltı sonrası Ronda'yı keşfetmek üzere yola çıktık. Ronda, Emeviler'in yarımadadan çekilirken İspanyollara en son teslim ettikleri kale olma özelliğini taşıyor. Bu nedenle hem İslam hem de Hristiyan dinlerinin etkisi altında kalmış izler barındırıyor. Kireç taşından dik bir yarığın iki tarafında büyük bir kayalığın üzerinde kurulmuş ve dünyanın en eski boğa güreşi arenasının bulunduğu tipik bir beyaz Endülüs köyüdür. Burada ilk matador Pedro Romero'nun heykelini görmeniz mümkün. Geleneklere göre boğa matadoru öldürdüğünde annesi de katlediliyormuş. Bu arada Endülüs'ün en önemli yemeğinin 4 saat kısık ateşte pişirilen boğa kuyruğu olduğunu biliyor muydunuz? Ronda da aynı zamanda İspanya'da profesyonel askerlik eğitimi veriliyor. Kentte Güzellik Caddesi'nde dolaştığınızda bir anda köklü ailelerin malikhanelerine rastlıyorsunuz. Ronda'dan sonra Setenil de las Bodegas'a ilerledik. Burası da beyaz boyalı evleri ile kayalıklarla bir bütün oluşturacak şekilde inşa edilmiş binaları ile göz kamaştıran İspanya'nın şirin güney kasabalarından biri.

Akşam saatlerine doğru soluğu tekrardan Sevilla'da aldık. Şehir merkezini turladığınızda karşınıza Kristof Kolomb'un gömüldüğü yer olması nedeniyle özel bir öneme sahip olan Sevilla katedrali çıkıyor. Katedralin çan kulesi Giralda 1987 yılında UNESCO tarafından dünya mirası ilan edilmiş. Dünyada halen kullanılan kraliyet sarayları arasında en eskisi olan ve 13. yüzyılda inşa edilmiş Alcazar ve kentin en önemli turistik bölgelerinden biri olan Santa Cruz (orta çağ döneminde şehrin Yahudi azınlığının yaşadığı yer) Sevilla'da görülmeye değer diğer noktalar. Rehberimizin anlatımına göre Sevilla'daki insanlar çalışmaktan ziyade eğlence düşkünlükleriyle biliniyorlarmış. Bizlerde tur katılımcıları olarak bunun hakkını verebilmek ve yerinde deneyimlemek için Flamenco dans gösterisini Sangria'larımız eşliğinde izleme fırsatını yakaladık.


3 Mart 2024 Pazar

Koçluk yolculuğunun başlangıcı

Yıllardan bu yana hedeflediğim profesyonel koçluğa ilk adımı sonunda 3 hafta önce atabildim. Şirketimin de teşvik etmesiyle birlikte 21 birbirinden değerli katılımcı arkadaşla birlikte ADLER bünyesinde sertifika programının ilk modülünü tamamladım. Burada daha bir kaç ay önce aynı çatı altında ve İK ekibinde bulunan Esra arkadaşım ile yollarımın kesişmesi de hoş bir tesadüf oldu. 5 gün boyunca eğitmenlerimiz Ayşe hanım ve Ahmet bey ikilisi uyumlu ve bilge tarzlarıyla modülün öğrenim dolu ve verimli geçmesini sağladılar. Asistanlarımız Büşra ve Sema'da varlıklarıyla hayatımızı kolaylaştırdılar. İlk gün herkese programdan beklentileri sorulduğunda kendimce koçlukta ihtiyaç duyulacak araç çantasını zenginleştirmenin yanı sıra bunları pratik ve alıştırmalarla pekiştirmek istediğimi dile getirmiştim.

Nitekim danışanın değerlerini yakalamak için "Zirve deneyimi", "ICA" tekniği ile görüşme boyunca eşlik edilmesi, karar verme için iç görü aşamasında seçim çarkının kullanılması, "evet ama" yargılayıcı zihniyet tutumundan "ya olsa" ile olasılıklar diyarına olumlama yapılması, yaşam çarkı ile bütünsel bir farkındalık kazandırılması ve "LIVE" metoduyla yaşam amacının keşfi için düşündürülmesi gibi yöntemleri öğrenme ve deneyimleme imkanını yakaladım. Koçun danışanına mevcut durumdan planlanan hedefe giden yolda kolaylaştırıcı kimliği ile çözümün danışanda var olduğunu bilmeyi içselleştirmesi hedefleniyor. Koç süreci yönetirken, danışan değişim ve dönüşümün sorumluluğunu alır. Burada koçun danışanın konusuna odaklanmasından ziyade danışanın duygularının anlaşılması ve ilişkinin yönetilmesi önem arz ediyor. Kendi açımdan aktif dinleme, etkili sorular yönlendirme ve takdir edici yaklaşım gibi koçluk yetkinliklerini sergilemede rahat hissettim.

Programın 4. gününde ekip arkadaşlarımla kurum içi koçluğun sağladığı fırsatlar ve zorluklarını kolektif olarak hazırlık yaptıktan sonra sınıf içerisinde sunduk. Açıkçası benim de kendime koymuş olduğum hedefim ilk etapta programın 2. ve 3. modüllerini tamamladıktan sonra şirket içerisinde koç rolümle de katkı sağlamak yönünde olacak. Bu arada şirket ortamında astın üste ve üstün asta koçluk yapmasının etik açıdan uygun olmayacağını belirtmek isterim. Özel yaşamda da aynı durum yakın arkadaş, eş, çocuk ve kardeş için geçerli. Çoğunlukla etki alanında kalmaya özen gösteren bir kişi olarak yazıma şu sözlerle son vermek isterim: "Hayatın getirdiklerine değil, hayata ne getirdiğine odaklan!"






11 Şubat 2024 Pazar

Endülüs & Portekiz turundan geriye kalanlar... (Part 2)

Granada'daki otelimizde konakladığımız 2023 yılının son sabahında arabesk mimarisi, havuz ve bahçeleriyle göz kamaştıran Alhambra sarayını ziyaret etmek için yola koyulduk. Burası UNESCO dünya kültür mirasları listesinde yer alıyor. Saraya girişte (ki rehberimizin anlatımına göre bilet durumu bir gün öncesine kadar belirsizmiş) İspanyol polisinin hepimizin çantalarını ve eşyalarını bankın üzerine koydurup köpeğe arattırması kolay kolay unutamayacağım sahnelerden biriydi. Sarayın içerisinde yaz mevsiminde bale gösterileri düzenleniyormuş. Özellikle şarap kapısı, aslanlı bahçe ve V. Karl sarayının avlusu aklımda kalan yerler oldu.

Devamında şaşırtıcı mimarisi, görkemli tarihi, beyaz boyalı duvarları ve dolambaçlı sokakları ile adeta bir harikayalar diyarı olan Cordoba'da zaman geçirdik. 10. ve 11. yüzyılda yahudiler, hristiyanlar ve müslümanlar Cordoba'da barış içinde yaşarlarmış. Önemli filozof, bilim insanları ve sanatçıların katkısıyla Cordoba o dönemler Avrupa'nın kayda değer kültür merkezlerinden biri olmuş. UNESCO dünya kültür mirasları arasına giren Cordoba Avrupa'da ilk sokak aydınlatılmasının yapıldığı şehir olarak biliniyor. 15 Türk vatandaşımızın yaşadığı bu kentinden içinden Guadalquivir nehri geçiyor. Burada özellikle dünyanın 3. büyük camisi / katedrali olan Kurtuba camisini görmeden ayrılmamak lazım. Sadece camiyi keşfetmekle kalmadık, aynı zamanda caminin yakınlarından geçen dar sokağın sonundaki bir restoranda Paella'larımızı da yedik. Paella bu arada Türkçe'de "artık" anlamına geliyormuş.

Aynı günde 3. uğradığımız şehir akşam üzeri Sevilla oldu. Endülüs özerk bölgesinin başkenti olan Sevilla'da İspanya meydanında akşam güneşinin batışını deneyimlemek muhteşemdi. Nehir şehri ikiye bölüyor ve güzelliğine güzellik katıyor. Sevilla'nın ilçesi Betis geçmişte Roma'lılar tarafından kurulmuş (Trajan & Hadrianus). Sevilla'daki üniversite 16. yüzyılda çingenelerin çalıştığı eski tütün fabrikasının yerine inşa edilmiş. Tütün ticaretine papaz savaş nedeniyle el koymuş. Sevilla'da ayrıca Airbus firmasının uçak fabrikası bulunuyor. İspanya'nın en fazla güneş enerjisi kullanımı Sevilla halkı tarafından gerçekleşiyor. Dolu dolu geçen bir günün sonunda Sevilla'da şık bir restoranda yemek ziyafeti ve samimi muhabbet eşliğinde 2024'e merhaba dedik.


28 Ocak 2024 Pazar

Endülüs & Portekiz turundan geriye kalanlar... (Part 1)

Hazırsanız 2023 yılına veda ettiğim ve 2024'ün ilk günlerini geçirdiğim Avrupa'nın en güzel ve tarihi bölgelerinden olan Endülüs ve Portekiz turuna dair bilmeniz gerekenleri sizlerle bir yazı dizisi şeklinde paylaşmak isterim. Her iki ülke kültür, sanat, mimari, doğa ve gastronomi açısından oldukça zengin ve çeşitli. 8 gün süren turumuz Endülüs'ün güneyindeki Malaga'dan başlayıp Portekiz'in kuzeyindeki Porto'da bitti. Costa del Sol bölgesinde bulunan ve Pablo Picasso'nun doğduğu Malaga'da normal zamanlarda 600.000 kadar insan yaşarken yaz mevsiminde nüfus 3-4 milyona kadar yükseliyormuş. Özellikle Alman ve İngiliz turistler burayı tercih ediyorlarmış. 1487 yılına kadar müslümanların hakimiyetinde olan Malaga'nın limanı bulunuyor (Puerto Marina). Havanın yaz mevsimini aratmadığı günde özelleştirilmiş yerine halk plajlarının yoğunluğu ve bisiklet kullanımının teşvik edilmesi dikkat çekiyor. Park caddesinde (Paseo de Parque) Latin Amerika'dan çeşitli ağaç türlerine rastladık. Kauçuk ağaçları, maymun çıkmaz ağaçları, Jakaranda ağaçları ve Portakal ağaçları botanik parka hayat veriyorlar.

Malaga'dan ayrıldıktan sonra Sierra Nevada dağlarının eteklerinde bulunan Granada kentine hareket ettik. Granada İspanyolca "nar" anlamına geliyor. Her yanında nar bahçeleri olan yemyeşil bir şehir düşünün. 1225 yılından itibaren Muhammed Nasır Granada emiri olarak hüküm sürmüş ve 1492'ye kadar müslümanlar burada yaşamışlar. Yaklaşık 800 yıl emevi halifeliği ile yönetilen Granada Endülüs'te müslümanların son kalesi olarak yıkılmış. Ek bilgi olarak İspanya'daki iç savaş nedeniyle kadınlar 1978'a kadar oy kullanamamışlar ve finansal sermayeleri eşleri tarafından yönetilmiş. Üniversite şehri olarak da bilinen Granada'nın tarihi sokaklarında eski Arap mahallesi Albayzin'de Carmen evleri gözümüze çarpıyor. Burada ayrıca 2003 yılında medeniyetler arası etkileşimi artırmak amaçlı bir camide ibadete açılmış. Geçmişte Kraliçe Isabel ve Kral Ferdinand hayatlarının son zamanlarını Granada'da geçirmeye karar vermişler. Her ikisi de gotik-barok stilinde inşa edilen Granada katedraline defnedilmişler.


14 Ocak 2024 Pazar

2024 yılı hedeflerinizi belirlediniz mi?

2023 yılını geride bıraktık. Acısıyla, tatlısıyla pek çok şey yaşadık. Şimdi sırada kendimizce öz değerlendirme yaparak güçlü yönlerimizi devam ettirmek, olumsuzluklardan ders çıkararak iyileştirmek var. 2024 ile birlikte önümüzdeki 12 ay boyunca kendimizin daha gelişmiş / güncellenmiş versiyonuna geçmek için yeni adımlar atacağız. Çalışacağız, üreteceğiz, hak yemeyeceğiz, doğru yolda ilerleyeceğiz, yalandan uzak duracağız, seveceğiz, inanacağız, güveneceğiz, sağlığımıza önem vereceğiz ve sevdiklerimizle zaman geçireceğiz.

Kendi alışkanlığım gereği bir süredir yeni bir yıla girerken kişisel hedefler belirlerim. Bunlara ulaşmak için yıl içerisinde harekete geçerim. "Alice harikalar diyarında" kitabında tavşan Alice'e şöyle der: "Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiç bir önemi yok." Bu doğrultuda sizlerle buradan 2024 hedef listemi paylaşmak isterim; 

  • 2. el otomobil satın almak
  • 2023'de katıldığım eğitim içeriklerini gözden geçirmek + ADLER kurumunda "Profesyonel Koçluk Sertifika" & İTÜ Mindset Institute kurumunda "Yalın ve Çevik Proje Yöneticiliği Sertifika" & Fütürist Akademi'nin "Gelecek Bilgisi 101" programlarını tamamlamak
  • EURO 2024 Almanya'da Türkiye'nin min. 3 grup maçını tribünde yaşamak
  • her gün İK & iş dünyası ile ilgili trendleri min. 30 dakika incelemek
  • her hafta min. 4 gün spor yapmak (örn. koşu, fitness, yüzme, voleybol)
  • her hafta sonu 1 saat İngilizce için zaman ayırmak (içerik okuma & video izleme)
  • blogumda her hafta 1 yazı yayınlamak
  • şirketimi temsilen toplum önünde en az 6 konuşma yapmak veya eğitim vermek
  • hafta içi her gün 1 saat gelişim amaçlı video izlemek veya podcast dinlemek
  • yazlıkta min. 4 hafta Workation yapmak (Ağustos-Eylül 2024)
  • yurt dışında 2 farklı kültür turuna çıkmak (Endülüs & Portekiz + Kuzey Avrupa)
  • her hafta min. 1 sosyal aktivite & etkinlikte yer almak (örn. sinemada film, konser, eğlence, tiyatro oyunu, gösteri, oyun buluşmaları, kültürel & tarihi yerlerin keşfi)
  • yılda min. 8 kitap okumak (hafta içi her gün 10 dakika)
  • hafta içi her gün 20 dakika tercih ettiğim köşe yazılarını okumak
  • hafta içi her gün haber bültenlerini takip etmek (Cüneyt Özdemir & Bold)
  • finansal esenlik için "MONAY" aplikasyonunu daha etkin ve verimli kullanmak
  • derneklerde aktif üyeliğime devam etmek (PERYÖN, İnsan Kaynakları Meslek Derneği, Fütüristler Derneği) ve ilgili zirvelere katılmak
  • min. 1 defa diş hekimine kontrol amaçlı gitmek
  • check-up yaptırmak
  • kıyafet ve kitap bağışında bulunmak
  • her sabah fiziksel egzersiz yapmak
  • çevremdeki insanlar için hoş sürprizler yapmak
  • mutluluk kavanozuna devam etmek
  • hafta sonları 2 saat belgesel izlemek
  • ailem ve akrabalarla düzenli iletişim içerisinde kalmak (örn. yeni yıl, dini bayramlar, doğum günleri, anneler & babalar günü)
  • "Cahide Palazzo" & "Luvia" & "Ev Harbiye" mekanlarında eğlenmek
  • beslenme alışkanlığında değişiklikler yapmak (akşam öğününde ekmek yememek; cips, şeker, şerbetli tatlı, yaş pasta, asitli içecek tüketmemek; çikolatayı azaltmak)
  • gözlük camlarını değiştirmek
Şimdi sıra sende. Rahatlatıcı bir müzik aç. Kendine sıcak bir içecek koy. Tüm beklentilerini bırak. Hazır olduğunda başla. :)

7 Ocak 2024 Pazar

Büyük İtalya turundan geriye kalanlar... (Part 7)

Ve son gün geldi çattı... İtalya'yı gezmeye doyum olmaz. Ayrıca gastronomi dünyasının prestijli platformlarından biri olan Taste Atlas değerlendirmesine göre 2023 yılında dünya mutfakları sıralamasında İtalya zirvede yer alıyor. Turun kapanışı için İtalya sınırlarından çıkarak Slovenya'ya doğru ilerledik. Öncelikle efsane bir manzaraya sahip olan ve çevresinde ruhu dinlendiren bir yürüyüş yolu bulunan Bled gölünde soluğu aldık. Yaklaşık 6 km'lik parkura sahip göl kenarında koşmak, bisiklet sürmek veya hızlı yürüyüş yaparak doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Hatta o gün göle girip yüzenler ve kano yarışları yapan takımlara da rastlamak mümkündü. İnsan gölün etrafındaki tepelerden, sudaki yansımalarından, geleneksel teknelerden ve üzerinde kilise bulunan muhteşem adasından gözünü alamıyor.

Devamında Slovenya'nın başkenti Ljubljana'ya panoramik şehir turu yapmak üzere geçtik. Nehrin çevresinde şekillenen şehir merkezinde Tivoli parkını, parlamento binasını, Ljubljana üniversitesini, eski meydanı ve St. Nicholas katedralini keşfedebilirsiniz. Turda beraber zaman geçirmekten keyif aldığım ekiple akşam yemeği için tesadüfen tercih ettiğimiz restaurantın aşçısının Türk olduğunu öğrendik. Balık ziyafeti sonrası mekandan ayrılmak üzereyken Kütahya'lı aşçımızla tanıştık ve ayak üstü sohbet ettik. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım ve kısa zamana çok yer sığdırdığımız bu turu sonlandırırken bir sonraki yurt dışı seyahat hedefimi belirlemiştim bile...

Slovenya değerlendirmem; 8 / 10


29 Aralık 2023 Cuma

Büyük İtalya turundan geriye kalanlar... (Part 6)

Turumuzun 6. gününde Venedik yolu üzerinde Verona'ya uğradık. Verona kuzey-doğu İtalya'nın en önemli turizm merkezlerinden biri olarak biliniyor. Burada tarihteki en büyük aşk hikayesine konu olmuş Romeo & Juliet'in dillere destan evinin önünde upuzun bir kuyrukla karşılaştık. Şehir meydanında opera festivalinin de düzenlendiği heybetli arena gerçekten göz kamaştırıcı. Kent merkezi dikey mimarisiyle 2. dünya savaşı sonrası inşa edilmiş ve 2000 yılında UNESCO dünya kültür mirası listesine girmiş. Piazza Delle Erbe'de bulunan Dante heykeli ve Lamberta ailesinin kulesi gücü simgeliyor. Adige nehrinin üzerinde bulunan 14. yüzyıldan kalma Castelvecchio köprüsü de değişik mimarisiyle görülmeye değer.

Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrası Venedik'teki Tronchetto meydanına ulaştık. Kısa bir vapur seferinin ardından San Marco meydanından itibaren panoramik şehir turuyla devam ettik. Çapkınlığıyla tanınan ve Venedik'te dünyaya gelen Casanova'nın adına faaliyette olan otel burada dikkat çekiyor. Sayısız aşk macerası yaşayan Casanova'nın bunu dilbazlığına ve yemek yapma hünerlerine borçlu olduğu rivayetlerde geçiyor. Kadınların gönüllerini fethetmedeki becerisiyle tanınan Casanova'nın kaynaklara göre 122 kadınla birlikte olduğu belirtiliyor. Labirent gibi dar sokaklarda dolaştıktan sonra arkadaşlarla büyük kanalda Venedik'in sembolü olan gondol turunu yapmamak olmazdı tabi. Hep beraber San Marco meydanında kahve / dondurma molası sonrasında İtalya'daki son gecemiz için otele yerleştik.

Verona & Venedik değerlendirmem; 8,5 / 10






17 Aralık 2023 Pazar

Büyük İtalya turundan geriye kalanlar... (Part 5)

5. güne başlarken artık Toskana bölgesine veda etme zamanı gelmişti. Hedefte panoramik Milano şehir turu vardı. Milano İtalya'da yaşamak için en pahalı şehir olarak biliniyor. Ne hikmetse o gün bardaktan boşalırcasına yağan yağmur eşliğinde soluğu İtalya'nın en büyük 2. kilisesi olan Milano Duomo'sunda aldık. Bu görkemli eser yaklaşık 500 yılda tamamlanabilmiş. Dünyanın en ünlü moda mağazalarına ev sahipliği yapan caddede turlarken aynı gün moda gösterileri / defilelerinin sergilendiği "Fashion Week" olduğunun farkına vardım. Öğle yemeğinde rehberimizin tavsiyesiyle girdiğimiz restaurantta enfes bir ton balıklı pizza yedim, gerçekten hakkını verdi. 

Günün 2. yarısında Milano'ya 1 saat uzaklıkta olan Como'ya yolculuğumuz devam etti. Alpler'in eteklerinde uzanan büyüleyici manzarasıyla Lombardiya bölgesinin buzul gölü Como'yu adeta kaplıyor, buradaki göl kasabasında yürüyüş yapmak insana adeta huzur veriyor. Aynı zamanda Hollywood ünlülerinin sayfiye yeri olarak kullanılıyormuş. Ben farkına varamasam da turdaki bazı katılımcılar tepedeki Pigra köyüne ulaşımı sağlayan teleferiğe binmişler ve manzaradan oldukça etkilenmişler. Dünyanın en dik teleferik yolculuklarından birisi olarak kabul ediliyormuş. Bu küçük ve tatlı kasabada serbest zaman sonrası otobüs için belirlenen toplanma noktasına ulaşım aşamasında hafif bir kaybolma paniği yaşamam da kendi adıma tuhaf bir duygu oldu.

Milano & Como değerlendirmem; 7 / 10