Logo

Logo

27 Ağustos 2022 Cumartesi

2050'ye kadar olan hayatı neler belirleyecek? (Stoacılık)

Stoacılık, MÖ 4. yüzyılda Kıbrıslı Zenon tarafından Atina'da kurulumuş felsefi bir okul. Stoacılar için insanın temel amacı mutluluk. Stoacılara göre mutluluk, dış koşullara bağlı değildir. Sosyal varlık olarak insanlar mutlu olmak için yaşamın verdiklerinin, aldıklarının farkında olmalı, etraflarındaki koşulları tam anlamak ve kabullenmek için akıllarını kullanmalı, muhakeme, analiz yapabilmeli, zevke veya acıya kapılmayarak doğaya karşı görevlerini diğer insanlarla beraber dürüst ve adil çalışarak yerine getirmelidirler.

Stoacılar, dış dünyayı ve kendimizi tanıyarak, neyi değiştirip neyi değiştiremeyeceğimizin ayırdına vararak mutluluğa, yani her koşulda "iyi hissetme" haline, stabil duygu durumuna ulaşabileceğimizi savunurlar. Stoacılar temel olarak analiz yetkinliğimizi geliştirirsek ve değer sistemimizi diğer insan ve canlılara, doğaya saygılı bir dengede kurarsak, mutlu bir yaşama sahip olacağımızı anlatmaya çalışıyorlar.

Ruh halimizdeki dalgalanmaların, fırtınaların çoğu, aslında elimizde olmayan, ulaşamayacağımız şeyleri istememizden ve sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilememizden kaynaklanıyor. Başta sosyal medya olmak üzere, özellikle kitle iletişim araçları yüzünden ulaşamayacağımız ve/veya belki de ulaşmamız hiç ama hiç gerekmeyen şeylere erişmek için sürekli bir dolduruşa gelme, gaz verme/alma, özenme, özendirme, kategorize etme, ön yargı dağları ile şişen egolar, sönen hayaller deryasında savrulup duruyoruz. Sınırsız, ölçüsüz, farkındalıktan yoksun "isteklerimizin" kölesi olarak, yani "mutsuz" yaşamayı seçiyoruz. Tam bir "bile bile lades" durumu içindeyiz.

20 Ağustos 2022 Cumartesi

2050'ye kadar olan hayatı neler belirleyecek? (Altruizm)

Altruizm, birisine yarar sağlamak ya da onu zarardan ve kötülükten korumak dışında herhangi bir beklenti içinde bulunmadan yapılan empatik yardım davranışıdır. Altruist davranışta, birey elinden geleni isteyerek yapar ve insanlara iyilik yapmış olmanın verdiği doyum dışında başka bir ödül ya da karşılık beklemez. Dolayısıyla bir davranışın özgeci olup olmadığının ölçütü yardım edenin niyetidir. Bu doğrultuda yardımda bulunanın kafasında, şimdi ya da gelecekte sağlayabileceğini düşündüğü bir yarar varsa; yapılan iyilik altruist bir davranışı yansıtmaz.

Altruist davranışta esas olan "karşılık beklemeksizin" yardım etmektir. Örnekler vermek gerekirse;

  • Boğulma tehlikesi geçirenleri ya da yanan bir evde mahsur kalanları kurtarmak için yaşamını tehlikeye atmak
  • Kucağında bebekle zorlanan bir kadının poşetlerini taşımak
  • Yaşlı, engelli, çocuğun koluna girip caddenin karşısına geçirmek
  • Yol tarif etmek
  • Üzgün bir arkadaşımızı teselli etmek
  • Yardım kuruluşlarına bağışta bulunmak
  • Gönüllü olarak hastane, bakım evleri, vakıf, sosyal hizmet kuruluşları gibi yerlerde çalışmak
Altruizm çok değerli ve yeniden hatırlayıp daha iyi bir gelecek için kullanmamız gereken önemli bir "iyi insan olma hali".

13 Ağustos 2022 Cumartesi

2050'ye kadar olan hayatı neler belirleyecek? (Eklektik)

Eklektik sözcük kökeni olarak "en iyiyi seçmek" şeklinde ifade ediliyor. Daha çok ve ağırlıklı olarak sanat, psikoloji, felsefe, din, askeriye gibi alanlarda kullanılan bir kavram. Eklektik yaklaşım farklı sistemlere bağlı olan öğelerin en iyi parçalarını, belirleyici en iyi taraflarını toplayarak onlardan farklı bir şey yapmayı dile getiriyor. Farklı şeyler, unsurlar, dizgeler arasından seçki yapılarak bunların bağdaştırılmasını ve yeni biçimde, sunumda, durumda kullanılmasını anlatıyor.

Ofiste, iş yerinde ya da evde veya herhangi bir yerde çalışır görünüp sosyal medyada sohbet / muhabbet ediyor, e-ticaret sitelerinde alışveriş yapıyor, gideceğimiz mekanları / yerleri seçiyor, rezervasyon yapıyor, flört / aşk yaşıyor, gırgıra / şamataya vuruyor, oyunlara takılıyor, freelance işleri tamamlamaya çalışıyoruz. O olduğumuz yer ve anla pek de alakası olmayan bir yığın kapsam dışı faaliyetle uğraşıyoruz.

Evde, kafede, piknikte, sahilde, tatilde ise mail okuyor, rapor yazıyor, proje çiziyor, tasarım yapıyor, bazen sabahlara kadar iş yetiştirmeye gayret ediyor ya da ders çalışıyor, online kurslar tamamlıyoruz. Evde işi, işte özeli yaşıyor, tatilde her ikisini de yapalım diye çoğu zaman hiç birinin üstesinden gelemiyor ya da her ikisinin de eş zamanlı keyfini çıkarmayı becerebiliyoruz. O halde bu çağ insanları / gençlerine aynı zamanda "eklektik nesil" dersek anlamak ve anlaşılmak adına bir adım daha atmış olacağız.

6 Ağustos 2022 Cumartesi

2050'ye kadar olan hayatı neler belirleyecek? (Oksimoron)

Hiper teknolojik gelişmeler, über sosyopolitik ve psikolojik dönüşümler, beter ekolojik ve ekonomik fırtınalar, üzen etik ve ahlaki çöküşlerle savrulup yalpaladığımız; yorgunluk, yılgınlıktan sersemlemiş, kafa karıştıran, beyin yakan bir çağda yaşıyoruz. Sürekli arayışlar içinde, tereddütlerdeyiz. Çokluklar içinde yokluk, yokluklar içinde çokluk yaşadığımız;

  • oksimoron
  • eklektik
  • altruist
  • stoacı
  • aktivitist, sivil itaatsiz
  • kliktivist
  • sinik, kinik
hallerde, bunlarla isimlendirilebilecek, anlatılabilecek bir süreçten geçiyoruz. Bu yazımda ve önümüzdeki içeriklerimde tek tek bu kavramları günümüz dünyasıyla ilişkilendirmek istiyorum.

Oksimoron birbiriyle çatışan, çelişen iki, zıt anlamlı, uyumsuz kelimenin bir arada kullanılmasını tanımlayan sözcüktür (örn. sessiz çığlık, yaşayan ölü, farklar aynı). Sizce yaşadığımız dönem her açıdan fevkalade çelişkileri bir arada yaşamaya, içinden geçmeye çalıştığımız oksimoron bir çağ değil mi?
  • Hep daha çok teknoloji istiyor, yaratıyor, kullanıyoruz ama robotlar bizi bitirecek diye korkuyor, teknolojiye kızıyoruz.
  • Kol, kas gücü ile beceriler elde eden insanların işlerini robotlarla, teknolojiyle kolaylaştırırken önlerine dağ gibi zor gelen kodlama, tasarım, yapay zeka işlerini koyarak hayatlarını zorlaştırıyoruz.
  • Dünyanın en büyük ekonomik gücünün savaş endüstrisi olması için çalışıyor, terörü besliyoruz ama savaşı kınayan barış konferansları düzenlemekten helak oluyoruz.
  • Sürekli online, dijitalde yaşıyoruz diye yakınıyoruz ama çoğumuzun derimize, organlarımıza dahi çip taktırmak için sıraya gireceğinden de adımız gibi eminiz.
  • Gitgide iyice birbirimize benzedik, tek tipleşiyoruz diye söyleniyoruz; tam da bunu yapan kanallardan alışverişi (e-ticaret) ve iletişimi (sosyal medya) kesmiyoruz.
  • Obezite çağın en ölümcül hastalığı diyoruz ama şeker, un, tuz, atıştırmalık, meşrubat, alkol, sigara, fast food üretimini, dağıtımını, pazarlamasını yapay zeka ile maksimize etmenin yollarını buldukça havalara uçuyoruz.
Mucit Richard Buckminster Fuller der ki; "Teknoloji, hiç bir şeyle her şeyi yapıncaya kadar, daha azla daha çok'u yapabilmektir."

3 Ağustos 2022 Çarşamba

Mechanical Turk'ü biliyor muydunuz?

Günlerden bir gün yazılım ve yapay zeka hizmetleri veren bir şirketin CEO'su daha da ileri yapay zeka uygulamaları geliştirmesi için Omega ismini verdiği bir takım kurar. Bu amaçla işe koyulan ekip, gizli ve dünyayı kurtaracak büyük projelerine - yani yaratacakları kahraman yapay zekaya - Prometheus adını vermişler. Omegalar zamanla Prometheus'u başta Amazon'un Mechanical Turk'ü olmak üzere kitlesel dijital hizmet üreten internet pazarlarında görevlendirirler. Mechanical Turk, Amazon'un dijital hammaliye işlerini yapanlara verdiği isimdir. Mechanical Turk, Amazon'un hala insanlar tarafından yapılması daha efektif olan dijital işleri yaptırmak isteyenlerle yapabilecekleri buluşturduğu bir online işgücü pazar yeridir. Bir başka deyişle henüz tam manasıyla robotlara, sistemlere, iş zekasına yaptırılması mümkün olmayan ya da çok maliyetli olan bazı dijital ayak işlerinin yaptırıldığı, yapıldığı yeni tür online işçi pazarıdır.

Mechanical Turk'te yapılan işlere HIT (Human intelligence task / İnsan zekası işi) denir. İşverenler istedikleri işleri - yani HIT'leri "requester / ricacı" olarak sisteme kayıt olduktan sonra -  tarif ederler. Yapabilecek olanlar da o işleri "worker / işçi" olarak yaparlar, belirtilen parayı Amazon ödeme sistemi üzerinden alırlar. Amazon Mechanical Turk'te 500 binden fazla HIT - yani dijital işler yapan kayıtlı işçi - söz konusu. HIT'lerin karşısında kimin o işi istediği hakkında bilgi, ne kadar sürede bitmesi gerektiği, ücreti gibi unsurlar yazıyor. HIT listesinde akla hayale gelmeyecek bir sürü iş olabiliyor. Ancak en çok istenenlerin görsel karşılaştırmalar ve çeşitli yüz ifadelerinin tespiti olduğu anlaşılıyor. Bu iş portalı 2005 yılından bu yana hizmet veriyor. İşsizlik ya da işi olsa bile insanların zaten sürekli başında oldukları bilgisayarla ek gelir getiren bir şeyler daha yapma ihtiyaçları arttıkça buraya da ilgi yoğunlaşıyor.

Her ne kadar her şey otomatikleşiyor, sensörler, IoT (Internet of Things / şeylerin interneti), robotlar, akıllı sistemler bütün işleri yapıyor zannetsek de dijitalleşme sürecinde hala insanların aklına, el emeğine, göz nuruna ihtiyaç duyulan pek çok zaman alıcı iş var ve daha epey bir zaman da olacağa benziyor. Örneğin konfeksiyon / tekstil sektörlerini gözümüzde canlandıralım. Büyük giysi imalatçıları özel işleme, düğme, kıvrım gerektiren işlerini evinde fason iş yapan binlerce (daha çok) kadına verirlerdi. HIT de bir nevi bu tür iş yaptırma / yapma şeklinin dijital, online dünyadaki karşılığı.

Peki Mechanical Turk ismi nereden geliyor?

Amazon bu uygulamanın ismini Avusturya-Macaristan baronlarından Wolfgang von Kempelen'in 1770'te yaptığı ve adını "Turk" koyduğu yarı otomatik satranç makinesinden almış. Makine ilk çıktığında, oyunun masanın altına saklanmış bir insan tarafından yönetildiği bilinmiyor ve insanlara şaka yapmak, kandırmak, ilüzyon için gösteri aracı olarak kullanılıyormuş. Yemek masası büyüklüğündeki bir platforma konulmuş satranç tahtasının başında o zamanların Türk imajına uygun, sultan kıyafeti giymiş bir insan kuklası otururmuş. Sultan kuklasının bir elinde pipo varken, kollarına gizlenmiş mekanik kumandalar da masanın altına saklanmış biri tarafından idare edilirmiş. Herkes kuklanın satranç oynadığını sanırken, aslında masa altındaki sabırlı, usta ve gizemli satranççılar oyunu yönetirmiş.