Logo

Logo

31 Temmuz 2021 Cumartesi

Ne, birileri stres mi dedi?

Her yıl düzenlenen "GALLUP Duygular Anketi" kapsamında son araştırma sonuçları itibariyle 116 ülke arasında dünyanın en çok stres yaşayan ülkeleri içerisinde 4. sırada bulunuyoruz. Neler oluyor da, son yıllarda bu stres daha da artıyor ve yönetilmesi daha zor haller alıyor?

  • Okul yıllarından gelen iş / meslek seçimi için bölüm belirleme stresi
  • Eğitim görürken aileden farklı şehirde veya aynı kentte olsa bile yaşanacak ekonomik güçlük stresi
  • Eğitim hayatında staj yeri bulma stresi
  • Mezun olma stresi
  • Duruma göre yüksek lisans seçme ve yapma stresi
  • Erkekler için askerlik stresi
  • Mezun olunca iş başvurusu ve bulma stresi
  • İşe başlayınca maddiyat ve manevi stresler
  • Mahalle baskısı ("Komşunun oğlu / kızı nerelere girdi, sen ise...")
  • İş dünyasında ilerleme stresi
  • Özel-iş hayatı dengeleme stresi
  • Tükenmişlik sendromu stresi
  • Robotmuş gibi yaşama stresi
  • Anlam arayışı stresi
  • Hayattaki gelişmeleri ve fırsatları kaçırma stresi ("FOMO")
Bu liste daha böyle uzayıp gidebilir. Strese neden olabilecek maddeler o kadar fazla ki... Peki biz bu stres tuzağına düşmemek için neler yapabiliriz?
  • Stresin varlığını ve bu gerçeği kabul ederek iş hayatına girip devam etmek
  • Stresi yönetebilmeyi öğrenmek
  • Belli ölçüde stresin iş hayatına olumlu etkileri olabileceğini bilmek
  • Stres nedeniyle kendi kabuğuna çekilmemek
  • Şirket içinde İK departmanından, imkan varsa da mentorluk veya koçluk desteği almak
  • Olumsuzlukların ve başarısızlıkların yaşanabileceği gerçeğini kabul ederek bunlardan ders çıkarmak
  • Kariyerinde durmadan ileriye bakmak
  • Geçmişe takılmadan ama geçmişin izlerini kendisine yol ışığı olarak almak
  • Hakkını aramak ve bunu dile getirmek
  • Kendisini geliştirmek, değişmekten ve dönüşmekten korkmamak
  • Mutlaka bir hobi edinmek
  • Aile ve sevdikleriyle daha çok vakit geçirmeye çalışmak
  • Spor yapmak ve sağlıklı beslenmek
  • Kitap okumak, film / dizi izlemek, müzik dinlemek; sizi rahatlatan ve gülümseten ne varsa hayatınızda daha çok yer vermek
  • Başkalarının hayatına değil, sadece kendi hayatınıza odaklanmak
Evet, okuduğunuz üzere bu maddelerin sayısını artırmak bizim elimizde. Haydi şimdi harekete geçme zamanı...

25 Temmuz 2021 Pazar

İş hayatında disiplinin önemi

Bugünlerde bayram tatili vesilesiyle soluğu yazlıkta aldım. Burada da arkadaşlar ve dostlar ile birlikte olduğumuzda arada sohbet ve muhabbetlerde konu benim Almanya geçmişime geliyor. Doğal olarak benim için vazgeçilmez bir değer haline gelmiş olan Alman disiplinine de... İş yerinde disiplin dediğimizde aklımıza ne hikmetse olumsuz kavramlar geliyor (örn. disiplin yönetmeliği / prosedürü, disiplin kurulu, savunma, uyarı, kınama, ceza, ödülün sürekli unutulması). Benim bu içeriğimde ele almak istediğim esasında iş yapış şekillerimizdeki, düzenimizdeki ve anlayışımızdaki disiplin yaklaşımı olacak. Peki tabiri caizse Alman disiplinini iş hayatınızda nasıl sağlayabilirsiniz?

  • Sabah iş başlangıç saatine uyumunuz ile
  • Günlük iş rutininize başlamadan önce yapacağınız günlük program ile
  • İş yerindeki düzeniniz ile (örn. masa, dolap, bilgisayar)
  • Toplantılarınıza göstereceğiniz önem ile (örn. hazırlık, dakiklik, aktif katılım)
  • Almış olduğunuz notlara gün içerisinde bakarak zaman yönetiminizi ayarlamanız ile
  • Raporlarınızdaki özen ve doğruluk ile
  • Önerileriniz, katkılarınız ve örnek davranışlarınız ile
  • Akşamları işi bitirmeden önce günün öz değerlendirmesini yapmanız ile
  • Hafta sonu tatiline girmeden önce önümüzdeki haftanın planlamasını yapmanız ile
  • Tatile çıkacaksanız elinizdeki işleri toparlamanız, bitmeyen faaliyetler varsa devirleri gerçekleştirmeniz ile
  • Özel hayatla iş hayatını birbirine karıştırmamak için gerekli özen ile
  • Kendi kariyerinizin önce kendi elinizde olduğunu unutmamanız ile
  • Haklarınızı bilmeniz, sormanız veya öğrenmeniz ile
Yukarıda belirttiğim maddeler şeklinde aslında kendi çalışma alanınızda, kendi plan ve programınızla, kendi zaman yönetimi esasınızla kimsenin size bir şeyleri dayatmak zorunda kalmadığı, kendinizin yöneticisi olmaya ne dersiniz?

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Kariyer zorluklarla dolu

İdealde bir insanın kariyeriyle ilgili düşünceleri ve hedefleri daha okul yıllarında şekillenmeye başlar. Fakat kariyer patikaları o kadar engebeli ki, çoğu zaman iş hayatı istediğimiz aynı beklenti ile sonuçlanmayabilir. Biraz farkındalık yaratmak adına bu içeriğimde sizlere üniversite ve iş ortamında karşınıza çıkabilecek güçlüklerden bahsetmek isterim.

Üniversite yıllarında hayatımızı neler zorlaştırabilir?

  • Ekonomik sebeplerle eğitim alınamaması, arzu edilen bölüm ve/veya şehrin seçilememesi
  • Meslek hakkında az ya da eksik bilgi sahibi olunması
  • Kişilik özellikleri ve yetkinlikleri itibariyle meslek veya sektörün örtüşmemesi
  • Mahalle baskısı nedeniyle girmiş olmak için rastgele bir bölümün tercih edilmesi
  • Eğitimle aynı zamanda çalışma zorunluluğu olması
  • İş gücü ve işlerin paralellik göstermemesi
  • Üniversite sayısı ile iş sayısının örtüşmemesi
  • Aranan niteliklerde iş gücünden beklentinin çok yukarıda tutulması
İş hayatına atıldıktan sonra da sıkıntılar şu şekilde devam edebilir;
  • Eğitim alınan bölümle çalışmaya başlanan iş arasında farklılıkların bulunması
  • İş hayatında herkesten tecrübe beklenmesi
  • Bir çok görevin aynı kişi tarafından yapılmasının beklenmesi
  • Teknik ve davranışsal yetkinliklerin artması istenirken bunları geliştirecek kurumsal eğitim süreçlerinin kurgulanmaması
  • İş hayatındaki kurgusal oyunların varlığı
  • Çalışanın destekçi sayısının az olması
  • Koçluk ve mentorluk gibi uygulamaların her kurumda aynı oranda olmaması
  • Krizlerin farklı senaryolarla ama daha sık yaşanması
  • Kuşak farklılıklarının tam olarak anlaşılmaması ve işlerin buna göre kurgulanmaması
Belirtmiş olduğum bir sürü nedenden dolayı üniversite öğrencisi / yeni mezun olarak tek başınıza kariyerinize yön vermeniz çok kolay olmayabilir. Kariyer hayatınızın en doğru yolu tek bir yol da değildir. Hem kendi hayatınız hem sizden önce deneyim elde etmiş kişilerle kuracağınız diyaloglar, İK profesyonellerinin kariyer ve gelişim danışmanlığı, şirketteki gelişim metotları ve araçları ile ilgili farkındalığınız size en uygun kariyer yolunu çizmenizi ve şekillendirmenizi sağlayacaktır.

18 Temmuz 2021 Pazar

İK denince aklınıza neler geliyor?

2012 yılında profesyonel iş hayatına girişimle birlikte İK yolculuğundaki tutkum ne ise bugün de en ufak bir azalma yok. Açıkçası şöyle ara ara düşündüğümde aklımdan geçen alternatif meslekler elbette var. Hemen ardından iyi ki İK profesyoneliyim diyorum kendi kendime, sonsuz bir öğrenme ve gelişim motivasyonuyla işime her geçen gün daha fazla adanmışlıkla devam ediyorum. Son yıllarda ülkemizde de İK departmanının kurumlarda stratejik değerinin ve öneminin üst yönetimler tarafından daha fazla kabul görmesi hem sorumluluğumuzu, hem de etki alanımızı artırıyor.

İK departmanı ne değildir diyecek olursam;

  • Sadece işe alım / işten çıkış faaliyetlerini yürüten ve maaş ödeyen bir departman değildir.
  • Üst yönetimin maşası olup çalışanlarda sürekli açık arayan bir departman değildir.
  • Sadece disiplin kuralları / yönetmelikler belirleyip uygulanmasını sağlayan bir departman değildir.
  • Sadece evrak / dokümantasyon ve operasyon işi yapan bir departman değildir.
  • Dış görünüşü (prezentabl) ve diksiyonu düzgün diye başına yetkin olmayan insanların yerleştirileceği kadar basit işlerin yürütüldüğü bir departman değildir. 
  • İdari işler adı altında kırtasiye, hizmet satın alımı yapan bir departman değildir.
  • Sözde kurumsal algısı yaratmak adına kurulan bir departman değildir.
  • Tüm çalışanlardan üstün, ayrıcalıklı ve otoriter olması gereken bir departman değildir.

Peki İK departmanı nedir diye tarif etmeye çalışacak olursam;
  • Şirketin kurum kültürünü oluşturmaya çalışan departmandır.
  • Çalışan bağlılığı, deneyimi ve mutluluğu için projeler üreten departmandır.
  • Şirket değerleri ve hedeflerine katkıda bulunabilecek en uygun yetenekleri organizasyona kazandırmaya ve elde tutmaya çalışan departmandır.
  • Adil bir performans değerlendirme ve ücret yönetim sistemi için çalışan departmandır.
  • Organizasyonel verimlilik için en doğru yapılanmayı kurmaya çalışan departmandır.
  • Çalışanların gelişimini desteklemek ve motivasyonunu artırmak için gayret gösteren departmandır.
  • İşveren markasını ve iletişimini güçlendirmek için çalışan departmandır.
  • Çalışanlarının beklentilerini, psikolojisini ve davranışlarını dikkate alarak tüm süreçleri yapılandıran stratejik bir departmandır.
  • Tüm yöneticileri liderlik gelişimi ve iletişim yönetimi konularında destekleyen departmandır.
  • Şirketin çatı hedeflerinin her bir çalışan tarafından içselleştirilmesini ve anlaşılmasını sağlayan oldukça kritik bir departmandır.
Peki İK denince sizin aklınıza ilk etapta neler geliyor?


17 Temmuz 2021 Cumartesi

İş arama sürecinde Networking nasıl mı yapılır?

  • Bağlantılar birbirlerine sadece tanışık olma durumlarından ve uzun yıllara dayalı samimiyetten dolayı kapılar açıyorlarsa orada torpil kokusu vardır. Bu yüzden Networking yaparken öne çıkarmanız gereken husus tanışıklık veya o kişinin unvanı değil, sizin o iş için uygun olan nitelikleriniz ve özellikleriniz olmalıdır.
  • Özellikle de oldukça tanınan ve sözü geçen bir bağlantınızı kalkan olarak kullanmamalısınız. Bir kişinin kendi statü ve gücünü ön plana koyarak sizin adınıza "ricada bulunması" sizi niteliksiz duruma düşürür, profesyonellikten uzak bir yaklaşım olur. Bağlantınızı bilhassa role yönelik özellikleriniz ve hevesinizle ilgili ikna etmeniz gerekir.
  • Bağlantınıza CV'nizi gönderip size uygun bir iş bulma sorumluluğunuzu bırakmamalısınız. Bağlantınıza bu kadar ağır bir sorumluluk yüklemektense daha makul şeyler istemeniz uygun olur (örn. fikir danışmak, bir kişinin iletişim bilgileri, firma / sektör tavsiyeleri, mülakat provası, işe alım tüyoları, deneyim paylaşımları).
  • Doğru Networking yaklaşımında bir başkasından başka kişilere ulaşması değil, ulaşılacak kişilerin irtibat bilgileri istenir. Bu doğrultuda aracı olan bağlantınız bir ön konuşma yaparak sizinle ilgili ön bilgi verebilir ancak CV'nizi siz ulaştırmalısınız. Unutmayınız ki, CV'nizin değeri elden ele geçtikçe azalacaktır.
  • Çok zor durumda olmanız ne yazık ki iş bulmanızı hızlandırıp kolaylaştırmaz. Bağlantınıza işe olan acil ihtiyacınız yerine işin sizin için önemini ve hevesini vurgulamanız gerekir. İş ve kişi arasındaki bağa bakmaksızın tanışıklık ve acil bir durum olmasından dolayı iş verilmesi ricası da haliyle torpile girer.
  • "Ne iş olursa yaparım" mantığı ile iletilen CV'ler karşı tarafta torpil ile bir işe yerleşme ihtiyacında olduğunuz hissini verebilir. Bağlantınıza önceliğinizin hangi sektör, şirket, departman ve rol olduğunuzu vurgularsanız size uygun pozisyon ve görevlere ulaşmanız kolaylaşır.
  • Profesyonel yaşamda aktif olan ve takip eden daima kazanır. Bu anlayışla Networker olarak takibi bizzat siz yaparsınız ve kimseden sizi geri aramasını beklemezsiniz. Torpilciler ise pasiftir ve ipleri başkasının eline bırakırlar.
  • Özetlemek gerekirse; torpilde kişinin tanıdık olması ön plandayken, Networking kapsamında kişinin bilgi, beceri ve tutumu belirleyicidir. Torpilde aracı olan karar vericiyle ikna etmek için konuşurken, Networking yaklaşımında aracı olan karar vericiyle sadece iletişim sağlar. Torpilde rica varken, Networking katma değer ile ilerler. Torpil duygusal kararlara dayanırken, Networking profesyonel kararlar üzerine inşa edilir.

10 Temmuz 2021 Cumartesi

Torpil mi, Networking mi?

Baştan şunu açık yüreklilikle vurgulamak isterim; nepotizm ve torpile iş dünyasında yer vermemek adına bugüne kadar İK profesyoneli kimliğimle hep karşısında durdum ve mücadele ettim. Bundan sonrasında da torpile sıfır tolerans bakış açısıyla hayatıma devam edeceğim. Peki tanıdıklar aracılığıyla bir kişiye ulaşmak sizce torpil midir? 

Burada kullanılan yöntemler belirleyicidir. Sonuçları elde ederken kullandığımız yöntemler ulaştığımız sonuçlar kadar önemlidir. Yöntem doğruysa bu bizi arzuladığımız diğer sonuçlara da ulaştırır. Şayet yöntem yanlış ise ulaştığımız sonuç bile bundan zarar görebilir ve bu durum da başka sonuçlara ulaşmamızı engelleyebilir. Networking'i doğru yapanlar, bunun etik ve profesyonel bir davranış olduğunu bilirler. Networking, zayıf bağlar aracılığı ile karşılıklı olarak katma değer sunabilme becerisidir. Networking yapan kişi sürecin sahibidir. Doğrudan bağlantılar kurar, kendi özelliklerini ön plana çıkarır, tanımadığı kişilerle temas kurmaktan çekinmez, hangi sektör veya iş alanında ilerlemek istediği konusunda net bir fikre sahiptir.

Torpil kavramı ise genelde güçlü bağlara dayanarak fırsat eşitliğinin bozulması, tercihin tanıdıklar lehine kullanılması anlamına gelir. Şunu bilmeli ki, torpil yaptırmak profesyonel bir davranış değildir. Kullananlar ve sonuç elde edenler olmasına rağmen kullananları kesinlikle yüceltmez. Tam aksine kullanan kişinin değerini düşürür. Çünkü torpil yapanın statüsü, torpil talep eden kişinin niteliklerinden ön plandadır. Neticede torpil talep eden kişi, o statü ve o kişi var olduğu sürece varlık gösterir ama farklı çevre ve ortamlarda aynı sonuca ulaşamaz. Torpil isteyen kişi pasiftir. Bir başkasından haber bekler. Yapacağı, sürece katacağı bir şey yoktur. Gücü azdır.

Yukarıda özetlemeye çalıştığım üzere torpil ve networking siyah ve beyaz kadar farklıdır. Peki siz hangi tarafta olmayı tercih ediyorsunuz? Bir sonraki yazımda bu iki kavramı iş arama süreciyle ilişkilendireceğim. Takipte kalın...

4 Temmuz 2021 Pazar

Geliyor gelmekte olan...

Bir yılı aşkın bir süredir burada sizlere iş dünyası ve İnsan Kaynakları alanında içerikler üretiyorum. Ayrıca yoğun olarak öğrencilerin, yeni mezun ve genç profesyonellerin ilgiyle takip ettikleri "Öğrenci Kariyeri" platformunda da konuk yazar olarak angaje oluyorum. Sizler beni takip ettikçe düzenli olarak yazmaya da devam edeceğim. Bir kişiye bile dokunmayı ve ilham verebilmeyi başarabilirsem ne mutlu bana... :)

Son zamanlarda aklımda olan ve son haftalarda içerik oluşturma aşamasında olduğumuz YouTube kanalımızla yakında sizlerin karşısında olmayı amaçlıyoruz. Evet, açıkçası dijital ve görsel mecrada yer almak beni de şimdiden çok heyecanlandırıyor. Bu konsept için Aksaray ve Bursa günlerimden değer verdiğim bir insanı da program partneri olarak ikna ettiğim için oldukça mutluyum, birlikte bu yolculuğu deneyimleyeceğiz. Kendisinin neşeli ve pozitif kişiliğiyle programa renk katacağından hiç şüphem yok. :)

Hem beyni dolduran hem de beyni boşaltan içerik serileri kurguladık. İzleyenler ve dinleyeneler için öğretici, düşündürücü ve eğlenceli olmasını arzu ediyoruz. İlk etapta neler mi olacak peki?

  • Geleceğin yetkinlikleri
  • İşe alım süreçleri
  • Beyaz yakalının dramı
  • Uzaktan çalışmanın şifreleri
  • Üniversite hayatı için tüyolar
  • Günlük alışkanlıklar
  • Magazin ajandası
Tabi ki daha bitmedi... Arada iş dünyasından konuklarımızla özel yayınlar da yapacağız. Şimdiden otomotiv ve gıda sektörünün öncü şirketlerinde görev alan iki İK profesyonelinden prensipte söz aldık bile. Konuk aldığımız yayınların formatında kişinin hayatına ilişkin kırılma anları / dönüm noktalarını içeren "Warm-Up" seansı, mini oyunların bulunduğu "Challenge" bölümü ve sürpriz soruların yer aldığı "Bilinmeyenler" etabımız olacak.

Umarım sizler de heyecanımıza ortak olursunuz, yakında dijitalde görüşmek ümidiyle... Yok ya, o fijital değil miydi???

3 Temmuz 2021 Cumartesi

Bu konularda yorum yapmasak mı?

  • "Ne zaman evleniyorsun?"
  • "Sen çok kilolusun."
  • "Sen neden bu kadar sessizsin?"
  • "Bu renk sana hiç olmamış."
  • "Bu cuma seni camide göremedim."
  • "Takma kafaya!"
  • "Güçlü olmalısın!"
  • "Senin evin küçücük, benim evim 200 metrekare."
  • "Bu paraya da çalışılır mı hiç?"
  • "Profilin için bu fotoyu çok aradın mı?"

Nasıl? Sizce de bu söylemler günlük hayatınızdan kulağa tanıdık geliyor mu? 

İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung ne de güzel söylemiş: "Kimse bir başkasını yargılayacak kadar kusursuz değildir, ama kendinde bu hakkı görebilecek kadar hadsizdir."

Başta teyzeler çetesi olmak üzere türk toplumunun ilgi alanına fazlasıyla giren, birbirimizin sınırlarına gerekli özeni göstermediğimiz ve hoşgörü / toleranstan uzak olduğumuz öne çıkan konu başlıklarını bu içeriğimde sizler için ele almak isterim;

  • bedensel görünüm (örn. kilo, saç muhabbeti)
  • giyim tarzları & kıyafet seçimi (ne de olsa zevkler ve renkler tartışılmaz)
  • dini inançlar (örn. namaz, oruç)
  • siyasi görüşler
  • karşı tarafın duyguları (özellikle ayrılık, vefat ve özlem gibi olumsuz hissiyat durumlarında)
  • hayatla ilgili alınan önemli kararlar (örn. bir işten ayrılmak, bir ilişkiyi bitirmek, araba veya ev almak)
  • özel hayatla ilgili mevzular (örn. ilişkide yaşanan sorunlar, evlilik veya çocuk kararı)
  • sosyal medya yorumları (örn. profil fotosu, paylaşımlar)
  • maaş / kazanç durumu
  • kişilik özellikleri

Peki siz hangi tarafta olmayı tercih edersiniz?