Eminim ki, bir çoğumuz günlük yaşantımız ve/veya iş hayatımızda konfor alanı kavramıyla yüzleşmişizdir. Konfor alanı bizlere kendimizi güvende ve kontrolde olma hissiyatı verir, bir nevi kendimizi rahat hissettiğimiz psikolojik bir evre. Bu durum insana kendini hali hazırda aşina hissettiği bir ortamda her şeyi kontrol edebildiği yanılgısına düşürebilir.
Kendimizle ilgili değişime yönelik veya radikal bir karar aldığımız zaman konfor alanımızı terk etmemiz de beraberinde gelecektir. Kendimizi belirsizliğe bırakmış olduğumuz bir sonraki adımda korku alanı karşımıza çıkacaktır. Dirençler, bahaneler, kendimize güvensizlik, başkaları ne der düşüncesi... Bu kaygılardan ne kadar hızlı sıyrılabilirsek süreci yönetme adımına geçebiliriz.
Duygularımızı anladığımız ve zincirleri kırmayı denediğimiz anda öğrenme alanına geçiş söz konusudur. Kendimize yatırım yaparız, çözüm odaklı davranırız ve yeni bilgiler ediniriz. Esasında bu adımla birlikte var olan konfor alanımızı genişletiriz.
Peki büyüme alanına ulaştığımızı nasıl anlarız?
- Bilgileri hedefe yönelik bir araç olarak kullandığımızda
- Bir amaç peşinde olduğumuzda
- Hayallerimizi gerçekleştirdiğimizde
- Yeni hedefler koyduğumuzda
- Başkalarına öğrettiğimizde ve yönlendirme yaptığımızda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder