5. güne başlarken artık Toskana bölgesine veda etme zamanı gelmişti. Hedefte panoramik Milano şehir turu vardı. Milano İtalya'da yaşamak için en pahalı şehir olarak biliniyor. Ne hikmetse o gün bardaktan boşalırcasına yağan yağmur eşliğinde soluğu İtalya'nın en büyük 2. kilisesi olan Milano Duomo'sunda aldık. Bu görkemli eser yaklaşık 500 yılda tamamlanabilmiş. Dünyanın en ünlü moda mağazalarına ev sahipliği yapan caddede turlarken aynı gün moda gösterileri / defilelerinin sergilendiği "Fashion Week" olduğunun farkına vardım. Öğle yemeğinde rehberimizin tavsiyesiyle girdiğimiz restaurantta enfes bir ton balıklı pizza yedim, gerçekten hakkını verdi.
Günün 2. yarısında Milano'ya 1 saat uzaklıkta olan Como'ya yolculuğumuz devam etti. Alpler'in eteklerinde uzanan büyüleyici manzarasıyla Lombardiya bölgesinin buzul gölü Como'yu adeta kaplıyor, buradaki göl kasabasında yürüyüş yapmak insana adeta huzur veriyor. Aynı zamanda Hollywood ünlülerinin sayfiye yeri olarak kullanılıyormuş. Ben farkına varamasam da turdaki bazı katılımcılar tepedeki Pigra köyüne ulaşımı sağlayan teleferiğe binmişler ve manzaradan oldukça etkilenmişler. Dünyanın en dik teleferik yolculuklarından birisi olarak kabul ediliyormuş. Bu küçük ve tatlı kasabada serbest zaman sonrası otobüs için belirlenen toplanma noktasına ulaşım aşamasında hafif bir kaybolma paniği yaşamam da kendi adıma tuhaf bir duygu oldu.
Milano & Como değerlendirmem; 7 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder