Logo

Logo

3 Aralık 2023 Pazar

Büyük İtalya turundan geriye kalanlar... (Part 3)

Turumuzun Roma etabını da tamamladıktan sonra - ki başkentin hakkını vermek için bir günden çok daha fazla zamana ihtiyaç var - sabah kahvaltısı sonrası Floransa'ya doğru harekat başladı. Rotamızın üzerinde İtalya'nın sanat ve genel tarihinde önemli bir yer edinen ve olağanüstü doğal güzelliklere sahip olan Orvieto'ya uğradık. Antik kent merkezine gidebilmek için teleferik kullandık. Burada yapımı tam 300 yılda tamamlanmış ve Meryem'e adanmış olan dünyanın en önemli barok kilisesi sizi karşılıyor.

2000 yılların başında Fatih Terim'in futbol teknik direktörü olarak fırtınalar estirdiği Floransa'da panoramik şehir turuna koyulduk (rehberimizin ifadesine göre Milan'a transferi sonrası buradaki halk tarafından saygınlığını kaybetmiş). Fatih Terim denince bu aralar fon dolandırıcılığı akla gelse de her daim başarılarıyla futbolun imparatoru olarak anılacağı kesin. Burada bize Floransa'da yaşayan yerel bir rehber kulağa hoş gelen ve nükteli anlatımıyla eşlik etti. Üç meydan ve iki büyük caddeden oluşan şehir merkezinde rönesans döneminden bir çok yapıya hayran kalmamak elde değil. Kapısıyla ünlü vaftizhanenin cennete girişi simgelediği anlatılıyor. Herkül ve Davut heykellerine ev sahipliği yapan Piazza Della Signoria'da meşhur "Hannibal" filminin bir sahnesinin çekildiğini belirtmek gerekir. Hiç kuşkusuz beni en çok büyüleyen Floransa'yı ikiye ayıran Arno nehri ve kuyumcularıyla ünlü Ponte Vecchio köprüsü oldu. Rehberimizin tavsiyesiyle akşam yemeğini tercih ettiğimiz restaurantta ("La Bistecca") sebzeli çorba ve dana bifteği tek kelimeyle enfesti. Rivayete göre divamız Bülent Ersoy'un da İtalya'da favori mekanlarından birisiymiş. Günün sonunda Montecatini'de yerleştiğimiz otelin hem ormanlık alanda bol oksijen sunması, hem de açık alandaki bahçesiyle alkol eşliğinde muhabbet ve karaokeye davetiye çıkarması bonus oldu. 

Floransa değerlendirmem; 9 / 10


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder