Logo

Logo

20 Aralık 2025 Cumartesi

Hiperüretkenlik: Bir günde 36 saat yaşıyormuş gibi hissettiren yeni nesil tuzak

Hiç “Bugün inanılmaz çalıştım!” diye düşünüp sonra iç sesinizin fısıldayan bir tonda “Ama bu kadar hızlı olmak normal mi” dediğin oldu mu?
İşte tam o noktada hiperüretkenlik devreye giriyor: modern çağın parlak görünen ama gizli maliyeti yüksek üretkenlik illüzyonu.

Hiperüretkenlik özünde “İnsanüstü tempoda çalışıyorum, duramam, durursam düşerim!” psikolojisinin kibar bir adı.


Peki hiperüretkenliğin belirtileri neler?

Karşınızda “Ben değilim ya bu!” deyip bir yandan gülümserken içten içe tokatlanmış hissedebileceğiniz semptom listesi:

🔸 1) 5 dakikalık iş için 7 sekmeli bilimsel çalışma moduna geçmek

“Bir Excel dosyası göndereyim” dersiniz ama kendinizi pivot tablolara, VLOOKUP’lara, üç boyutlu grafiklere dalmış bulursunuz.
Sanki NASA bu dosyayı kullanacak.

🔸 2) Boş kalınca suçluluk duymak

Bir kahve molası verirsiniz ve hemen düşünürsünüz:
“Bir şey unutuyor muyum? Çalışmam gerekmiyor mu? NEDEN MUTLUYUM ŞU AN?”

🔸 3) “Sadece bir işlerime bakıp çıkacaktım” sendromu

Cumartesi sabah 09.00 → “Bir maile bakıp çıkayım.”
Cumartesi akşam 17.00 → Elinizde filtre kahve, gözleriniz kan çanağı, 48 sekme açık…

🔸 4) Bir işi bitirir bitirmez yenisine zıplamak

Kutlama mı?
Kendinizi ödüllendirmek mi?
Asla!
“Tamam bu bitti… sıradaki gelsin!”


Ama neden böyle olduk?

Hiperüretkenlik aslında üç modern tetikleyicinin ortak çocuğu:

🚀 1) Gösteriş kültürü

“Ben bugün 75 mail cevapladım.”
“Ben 3 proje teslim ettim.”
“Ben 4 saat uyudum, full çalıştım.”
Bu cümleler bir anda başarı göstergesine dönüştü.

📱 2) Sürekli erişilebilirlik hali

Telefonumuz “Hadi işe dön” diyen sevimli ama toksik bir ev arkadaşı gibi.

🎯 3) Üretkenlik araçlarının paradoksu

Notion, Asana, Trello, Time-blocking…
O kadar çok verimlilik aracı var ki, bazen araçlar için bile araç gerekiyormuş gibi hissediyoruz.


Hiperüretkenlik neden tehlikeli?

Çünkü görünüşte “çok şey başarmak” gibi dursa da uzun vadede:

  • Tükenmişlik yaratıyor

  • Yaratıcılığı azaltıyor

  • Hayattan alınan keyfi düşürüyor

  • Üretkenliği bile düşürüyor (ironinin alasına bak)

Turbo modunda çalışan bir telefon gibi: hızlı, parlak, etkileyici…
Ama şarj çok hızlı bitiyor.


Peki çözüm?

Köklü bir terapi gerektirmiyor merak etme. Başlamak için küçük hack’ler bile iş görüyor:

🧘 1) “Durmak” pratiği

Boş zaman lüks değil. Şarj kablon.

🗂️ 2) Tek hedef kuralı

Bir anda 8 proje değil, 1 odak.

3) Dinlenmeyi planlamak

Takvime “bir şey yapmama saati” eklemek normaldir.
(Özellikle de hiperüretkenlikten muzdaripsen)

💬 4) Kendine şu soruyu sor:

“Gerçekten yapmam mı gerekiyor, yoksa sadece yapıyor mu olmak istiyorum?”

Bu soru bazen devrim yaratır.


Sonuç: Hiperüretkenlik üretkenlik değildir.

Üretken olmak güzel. Ama hiperüretkenlik?
sürekli hızlı koşan ama nereye gittiğini bilmeyen koşucu sendromu.

Gerçek başarı çoğu zaman hızda değil: denge, netlik ve sürdürülebilirlikte.

Bir günlüğüne frene bas, dünya dönmeye devam ediyor.
Hatta bazen sen durunca daha güzel dönüyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder