Logo

Logo

2 Temmuz 2020 Perşembe

Almanya mı? Türkiye mi? Sizce? (Part 1)

Bugünlük sürdürdüğüm yazı serilerine kısa bir mola verip farklı bir başlıkla sizlerle birlikteyim. Ara ara bu tür sürpriz içeriklerle zenginlik ve çeşitlilik katmayı amaçlıyorum. Bu yazımın konusu esasında geçen hafta Cuma akşamı ETİ İK ekibinin gerçekleştirmiş olduğu "Virtual Happy Hour" etkinliği ve Pazartesi akşam İK Grup Başkanımız ile sanal oryantasyon söyleşisinde aklıma geldi. Her iki buluşmada da Ekim 2014'e kadar yaşamış olduğum Almanya ve o günden bu yana bulunduğum Türkiye arasında dikkatimi çeken ve deneyimlediğim farklılıklar üzerine sorularla karşılaştım. Tabi, günümüz koşullarında Türkiye'de yaşayan ve imkanları el verdiği ölçüde Avrupa Birliği'nin refah seviyesi olarak lokomotifi lanse edilen Almanya'ya yerleşen / yerleşme hedefi olan kişiler sürekli gündeme gelirken benim hangi motivasyonla Türkiye'de yaşadığımı merak eden ve şaşıran çevremdeki insanların sayısı da pek az sayılmaz. 

Kanaatimce bir ülkenin saygın ve prestijli olması, temel insan haklarına olan saygınlığı, gelir düzeyindeki yüksekliği, gelir dağılımındaki adaleti, eğitimli nüfusu, bilimde ve teknolojide ileri olması, bağımsız bir medyasının olması, sanata ve kültüre verdiği önem, insanların düşüncelerini ve fikirlerini kısıtlamayan bir ülke olması, düzgün bir adalet sistemine sahip olması gibi bir sürü kriterlere bağlıdır. Eminim ki, rasyonel olarak bahsettiğim kriterleri Almanya ve Türkiye özelinde karşılaştırdığımızda hangi ülkenin daha ağır bastığını cevaplandırmak çok da zor olmayacaktır. Demek ki hayatta bazı kararlar içgüdüsel de alınabiliyormuş. :) 

Türkiye'de yaşamanın olumlu yanları neler mi? İşte Ahmet Karcicio perspektifinden deneyimler...
  • Hizmet odaklı anlayış: Gelişmiş dijital ve mobil bankacılık, dijital uygulamalar üzerinden eve yemek siparişi (örn. Yemeksepeti), kargo hizmetindeki hız, temizlik / ütü / tesisat hizmetlerinin uygunluğu, marketlerin ve alışveriş merkezlerinin uzun saatler ve hafta sonları da açık olması
  • Yalın bürokrasi: Apartmandaki posta kutusuna faturalar haricinde hiç evrak, mektup ve reklam broşürlerinin gelmemesi o kadar rahatlatıcı ki. Devlet dairelerinde nispeten işlemlerin hızlı sonuçlandığını da belirtmem gerekir. Zaman zaman milletimizin pratik iş yapma biçiminin avantajlarını görmek mümkün. :)
  • İklim koşulları: Avrupa ve Asya kıtalarını birleştiren bir ülke olarak yıl boyu güneşin tadını çıkarabilirsiniz. Hafta sonları güzel havalarda iş stresinden uzaklaşıp tatil cenneti olan Akdeniz ve Ege sahillerine kaçamak yapmaya ya ne demeli?
  • Yurtiçi geziler: Ülkenin her bir bölgesi ayrı bir kültürel zenginliğe sahip. Buram buram tarih kokan bir ülkenin içinde yaşıyoruz. Sadece iç turizm için bile bolca vakit ayırıp karış karış Trakya'dan Güneydoğu Anadolu'ya kadar Türkiye'yi hunharca dolaşabilirsiniz. :)
  • Yemek kültürü: Türk Mutfağı'nı tek geçerim. Bu kadar çeşitlilik ve lezzet dolu sofraları bırakmak o kadar da kolay değil haliyle.
  • Sosyal etkinlikler: Türkiye'ye yerleştiğimden bu yana beni en çok motive eden unsurlardan biri de iş dışında hafta içi ve hafta sonu fark etmeksizin dikkatimi çeken konserler, tiyatro oyunları, sinema filmleri, stand-up komedi şovlar, futbol / basketbol / voleybol maçlarını yerinde takip ederek hayatımı dengeleme şansına sahip olmamdır. Sadece bu sosyal etkinliklere özgü bir blog oluştursam yeridir. :)
  • Servis ve yemek hizmeti: Bir çok çalışan insan için sıradan bir hizmet gibi gelebilir, hatta aramızdaki bir çok kişi bu maddeyi işverenin yükümlü olduğu bir zorunluluk gibi adlandırabilir. Ben açıkçası her iş günü (tabi pandemi dönemindeki Home Office günleri sayılmaz!) şirkete nasıl ulaşacağım ve öğlen karnımı nasıl doyuracağım diye düşünmediğim için çok mutluyum.
  • İş yerinde sosyalleşme: 5,5 yılı aşkın Türkiye'de çalıştığım zaman diliminde iş yeri ortamında rahatlıkla şunun farkına varmak mümkün. Burada iş yeri aynı zamanda sosyalleşme alanı olarak da kabul ediliyor ve şirkette kurmuş olduğunuz arkadaşlığı / dostluğu özel hayatınızda da sürdürebiliyorsunuz. Neticede hayatta insan biriktirmek o kadar kıymetli ki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder