Logo

Logo

1 Kasım 2025 Cumartesi

🧠 “Acquired taste”: Sevmeyi öğrendiğimiz şeyler

Bazı tatlar vardır, ilk denemede yüzünüzü buruşturur.
Ama sonra... bir bakmışsınız onsuz yapamaz hale gelmişsinizdir. ☕🫖🧀

Kahvenin o acı tadı, zeytinin tuzu, matcha’nın yosunumsu aroması, hatta bazı fikirlerin “fazla radikal” gelişi - hepsi birer “acquired taste”, yani “zamanla öğrenilen zevk” olabilir.


🍷 Peki “acquired taste” nedir?

“Acquired taste” kelime anlamıyla ilk başta hoşumuza gitmeyen ama zamanla sevmeyi öğrendiğimiz şey demek.
Sadece yemeklerle sınırlı değil - sanat, müzik, insanlar, fikirler ve deneyimler de buna dahil.

Örneğin:

  • İlk jazz konserinde “bu ne karmaşa” deyip yıllar sonra Miles Davis dinlemeden çalışamamak…

  • Veya ilk meditasyon denemesinde sıkılıp sonra sabah kahvesinden önce sessizlik arar hale gelmek...
    Hepsi birer “acquired taste” hikayesi aslında. 🎧🧘‍♀️


🌍 İş dünyasında “acquired taste”

Profesyonel hayatta da sık sık karşımıza çıkar bu kavram:

  • Yeni bir yöneticinin tarzına alışmak

  • Yapay zekayla çalışmayı öğrenmek

  • Farklı bir kültürden gelen ekiple birlikte üretmek

  • “Konfor alanı dışına çıkmak” zorunda kalmak

İlk başta direnç gösteririz. Çünkü alışkanlıklarımız konforludur.
Ama sonra bir gün fark ederiz ki:

“Zorlanmasaydım asla bu kadar büyümezdim.” 🚀

Yani iş hayatında da “acquired taste” sadece damağa değil zihne ve kalbe yerleşen bir beceri: değişimi kabullenmek, yeniyi öğrenmek, farklıyı sevmeyi öğrenmek.


💬 Peki sizin “acquired taste” hikayeniz ne?

Bir zamanlar “asla yapmam” dediğiniz ama bugün çok sevdiğiniz bir şey var mı?
Belki bir yiyecek, belki bir müzik türü, belki de bir fikir...

👇 Yorumlarda paylaşın, kim bilir - başkasının yeni “acquired taste” yolculuğuna siz ilham olursunuz.


Bonus düşünce:

“Bazı şeyler ilk yudumda değil, sabırla sevilir.” ☕💫


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder